azalma

listen to the pronunciation of azalma
Turkish - English
decrease

That custom is on the decrease. - O gelenek azalmaktadır.

The competitiveness of French companies continues to decrease. - Fransız şirketlerin rekabeti azalmaya devam etmektedir.

wane
decline

The mayor thought that he should investigate the decline in tax revenues. - Belediye başkanı, vergi gelirlerindeki azalmanın araştırılması gerektiğini düşündü.

reduction

There's been a reduction in personnel at our factory. - Fabrikamızdaki personelde bir azalma oldu.

falling away
impairment
declination
reduce
abridge
(Gıda) decay ratio
fail
attenuate
decay
remittance
moderation
ebbing
scale-down
let-up
lowering
(Ticaret) turnover
fall
diminishment
roll-off
reducement
insurance contract
decrescent
falling-away
drop-off
peddling
drop
attenuation
subsidence
abatement

No cure was possible, despite the abatement of symptoms. - Semptomlardaki azalmaya rağmen tedavisi mümkün değildi.

letdown
scale down
fall, decline
decrement
alleviation
let up
reducing
falling off
degradation
diminution
remission
shortening
letup
recession
downturn
abridgement
alleviate
a decrease
stepdown
curtail
azalmak
diminish

The population of this country is gradually diminishing. - Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.

azalmak
{f} decrease

The population of the town decreases year by year. - Şehrin nüfusu yıldan yıla azalmaktadır.

That custom is on the decrease. - O gelenek azalmaktadır.

azalma efekti
(Bilgisayar) fade effect
azalma eğilimi
roll-off rate
azalma eğrileri
(Askeri) decay curves
azalma faktörü
(Askeri) attenuation factor
azalma oranı
(Gıda) subsidence ratio
azalma oranı
(Askeri) decay rate
azalma oranı
(Gıda) attenuation ratio
azalma sağlamak
decrease
azalma yaşamak
decrease
azalma eğiliminde olan
decremental
azalma eğiliminde olmayan
nondecremental
azalma görülmek
a decrease to be seen
azalma göstermek
show decrease
azalma sayımı
(Bilgisayar) decrement count
azalmak
decay
azalmak
lessen
azalmak
drop off
Azalmak
grow scarce
azalmak
decreased
azalmak
dive
azalmak
to become less, to lessen, to diminish, to decrease, to decline, to fall, to dwindle, to drop off, to lower; to let up, to abate
azalmak
{f} wane
azalmak
slacken
azalmak
off
azalmak
die away
azalmak
dip
azalmak
(deyim) be down
azalmak
lower
azalmak
be lowered
azalmak
be decreased
azalmak
tail away
azalmak
lapse
azalmak
go
azalmak
tail off
azalmak
tail
azalmak
cut down
azalmak
ebb
azalmak
bottom out
azalmak
(Ticaret) recede
azalmak
de-escalate
azalmak
subside
azalmak
dim

The population of this country is gradually diminishing. - Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.

azalmak
alleviate
azalmak
go down
azalmak
remit
azalmak
die down
azalmak
take up the slack
azalmak
(Ticaret) drop
azalmak
fail
azalmak
moderate
azalmak
shrink
azalmak
drop away
azalmak
run short
azalmak
falter
azalmak
become less
azalmak
diminish in intensity
azal
{f} decaying
azal
{f} diminished

His income was diminished by half after retirement. - Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

azal
fell off

Sales fell off in the third quarter. - Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.

azal
tail off
azal
{f} decrease

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

Production of rice has decreased. - Pirinç üretimi azaldı.

azal
{f} decreasing

A recent survey shows that the number of smokers is decreasing. - Son zamanlarda yapılan bir araştırma sigara içenlerin sayısının azaldığını göstermektedir.

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home. - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

azal
fallen off
azal
diminish

The population of this country is gradually diminishing. - Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.

The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened. - Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.

azal
{f} decreased

Production of rice has decreased. - Pirinç üretimi azaldı.

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

azal
fall off
azalmak
dwindle
azalmak
decline
azalmak
fall off
azalmak
be on the decline
azalmak
sink
azalmak
deescalate
azalmak
slump
azalmak
fall
azalmak
let up
azalmak
fallen off
artma/azalma
(Askeri) roll-on/roll-off
azal
mute
azalmak
abate
azalmak
run short of
azalmak
shorten
azalmak
shrink; be on the wane
azalmak
scale down
azalmak
be reduced
azalmak
to become less, lessen, diminish, be reduced, be lowered, be decreased
azalmak
de escalate
azalmak
wear away
azalmak
{f} ease off
azalmak
fall away
azalmak
run low
azalmak
run short of smth
azalmak
{f} sag
azalmak
be on the wane
logaritmik azalma
logarithmic decrement
oran azalma faktörü
(Havacılık) derating factor
otomatik azalma
autodecrement
English - English

Definition of azalma in English English dictionary

Azal
A place near the western extremity of the valley near Jerusalem
azalma
Favorites