Bana yardım etmek için hiç kimse gelmedi.
- Nadie vino a ayudarme.
Ona yardım etmek için kimse gelmedi.
- Nadie vino a ayudarle.
Tom ve Mary ev ödevlerinde birbirlerine yardımcı oldu.
- Tom y Mary se ayudaron mutuamente con los deberes.
Paula mutfakta babasına yardımcı olmak zorundadır.
- Paula tiene que ayudar a su padre en la cocina.
John talked his friends into helping the poor family.
- John convenció a sus amigos a ayudar a la familia pobre.
Thank you for helping me. Don't mention it.
- Gracias por ayudarme. No hay de qué.