Tom and Mary agreed on a trial separation.
- Tom ve Mary ayrılık denemesi konusunda anlaştılar.
The separation between myself and him was painful, but necessary.
- Kendim ve o arasındaki ayrılık sancılı ama gerekliydi.
Divorce is generally a painful parting.
- Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.
Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
- Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
Divorce is generally a painful parting.
- Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.
Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
- Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
Unity is better than disunity.
- Birlik, ayrılıktan daha iyidir.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
- Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.