ayrım

listen to the pronunciation of ayrım
Turkish - English
discrimination

He's opposed to racial discrimination. - Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.

He's opposed to racial discrimination. - O ırksal ayrımcılığa karşıdır.

difference

Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion. - Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.

differentiation
distinction

There's no need of making such fine distinctions. - Bu tür ince ayrımlar yapmaya gerek yok.

He advocated abolishing class distinctions. - O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu.

apartheid
difference, distinction; segregation, discrimination
margin
segregation

The masses are entirely ignorant of the segregation problem. - Halk ayrımcılık probleminden tamamen habersiz.

difference, distinction
point of separation
differentiation, unequal treatment
part
part, chapter, section
cin. sequence
color bar
(Havacılık) clearance
(Gıda) fraction
analysis
discrepancy
division
certain
ayrım yapmak
(Avrupa Birliği) discriminate

Now it's illegal to discriminate. - Şimdi ayrım yapmak yasa dışıdır.

ayrım yapmak
distinguish
ayrım yapmak
segregate
ayrım yapmak
differentiate
ayrım (ırk, cinsiyet vb)
discrimination
ayrım yapma
exception

Tom doesn't make exceptions for anyone. - Tom hiç kimse için ayrım yapmaz.

ayrım gözetmeden herkese açık kiralık evler
open housing
ayrım gözetmeme ilkesi
(Hukuk) non-discrimination principle
ayrım politikası
(Hukuk) discrimination policy
ayrım yapan
discriminative
ayrım yapan
discriminatory
ayrım yapan
differential
ayrım yapmak
discriminate between
ayrım yapmaksızın
without exception
ayrım yapmayan
indiscriminate
ayrım yapılmaksızın
(Hukuk) on a non-discriminatory basis
ayrım çizgileri
(Hukuk) demarcation lines
emniyetli ayrım
(Askeri) safe separation
emniyetli ayrım mesafesi
(Askeri) safe separation distance
etnik ayrım
ethnic discriminatıon
hukuki ayrım
(Kanun) de jure segregation
keskin ayrım
sharp contrast
Turkish - Turkish
Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü
Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık; benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark
Bir kimse veya nesnenin bir başkasıyla karıştırılmamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark
Alt bölüm
Bir veya daha çok sahne içinde geliştirilip, olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü
Ayırma işi, tefrik
Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter, fark
Ayrılma noktası
fark
ince ayrım
En küçük ayrıntısına kadar inme, çalar, nüans
ayrım
Favorites