The dictator abused his privileges to his heart's content.
- Diktatör ayrıcalıklarını istediği kadar kötüye kullandı.
The privilege is reserved exclusively for women.
- Ayrıcalık özel olarak kadın için ayrılmıştır.
Every person has the power to abuse their privileges.
- Her kişi, ayrıcalıklarını kötüye kullanma gücüne sahiptir.
This credit card entitles us to certain privileges.
- Bu kredi kartı, bize belirli ayrıcalıklar sağladı.
He has the privileges of membership.
- Onun üyelik ayrıcalıkları vardır.
This credit card entitles us to certain privileges.
- Bu kredi kartı, bize belirli ayrıcalıklar sağladı.