He nodded his agreement.
Her nymph-like features such agreements have / That I could venture with her to the grave .
I have to agree with him.
- Onunla aynı fikirde olmak zorundayım.
I have to agree with them.
- Onlarla aynı fikirde olmak zorundayım.
I've got to agree with Tom here.
- Burada Tom'la aynı fikirde olmak zorundayım.
I'm forced to agree with Tom.
- Tom'la aynı fikirde olmak zorundayım.