That sounds very tempting.
- O çok ayartıcı görünüyor.
She looked at me seductively.
- O bana ayartıcı şekilde baktı.
It's a seductive idea.
- Bu ayartıcı bir fikir.
He was accused of corrupting morals and spreading dangerous ideas.
- O, ayartıcı ahlakla ve tehlikeli fikirleri yaymakla suçlandı.