It will take a long time to suppress the revolt.
- Ayaklanmayı bastırmak uzun sürecek.
In 1918, revolts due to the price of rice erupted all around the country.
- 1918 yılında, pirinç fiyatından kaynaklanan ayaklanmalar tüm dünyada patlak verdi.
All the police officers were equipped with shields to defend themselves against the rioters.
- Bütün polis memurları kendilerini ayaklanmacılara karşı korumak için kalkanlarla donatıldı.
He was killed in the riot.
- O, ayaklanmada öldürüldü.
The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into.
- Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
The rebellion in England is frightening.
- İngiltere'deki ayaklanma dehşet verici.
The uprising failed to achieve its objectives.
- Ayaklanma, hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu.
The uprising was violently suppressed.
- Ayaklanma şiddetle bastırıldı.
The mayor was killed in an ambush during the height of the insurgency.
- Belediye başkanı ayaklanmanın doruğunda bir pusuda öldürüldü.
The socialist insurgency expropriated the Apostolic Palace.
- Sosyalist ayaklanma papaya ait sarayı kamulaştırdı.
The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into.
- Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
The rebellion in England is frightening.
- İngiltere'deki ayaklanma dehşet verici.
Riots are occurring across the country to protest the war.
- Savaşı protesto etmek için ülke çapında ayaklanmalar oluyor.
These riots are engineered by Washington's neocons.
- Bu ayaklanmalar Washington'daki neoconlar tarafından planlanmıştır.