Definition of avcı in Turkish English dictionary
- hunter
No man can know them, no hunter can shoot them, with powder and lead - Thoughts are free!
- Hiçbir insan onları bilemez, hiçbir avcı barut ve kurşunla onları vuramaz. - Düşünceler özgürdür!
The hunter explored the appearance of the sky.
- Avcı gökyüzünün görünümünü araştırdı.
- huntsman
The king was a great huntsman.
- Kral büyük bir avcıydı.
- chaser
I want to be a storm chaser.
- Bir fırtına avcısı olmak istiyorum.
- of or pertaining to hunting
- shooter
Did you see the shooter's face?
- Avcının yüzünü gördün mü?
- (Denizcilik) submarine chaser
- trapper; shikari; skirmisher; birdman
- huntress
- hunter, huntsman
- (Askeriye) skirmisher
- hunter, huntsman; skirmisher
- predatory, (animal) that is good at hunting
- (Askeriye) fighter plane, fighter
- falconer
- trapper
Everybody knows that old trapper.
- Herkes eski avcıyı bilir.
Boseman is an old trapper.
- Boseman eski bir avcıdır.
- courser
- catcher
- the hunter
- skirmish
- {i} skirmisher
- {i} gun
The hunter put ammunition in the gun.
- Avcı silaha cephane koydu.
- {i} shikari
- {i} birdman
- chasseur
- hunting
Hunting is prohibited in national parks.
- Milli parklarda avcılık yasaklanmıştır.
Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.
- Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
- gunner
- sportsman
- falcon
Eagles, falcons and hawks are birds of prey.
- Kartallar, doğanlar ve şahinler avcı kuşlardır.
- stalker
- avcı ateş açma bölgesi
- (Askeri) fighter engagement zone
- avcı botu
- submarine chaser
- avcı bıçağı
- hanger
- avcı eri
- mil . skirmisher
- avcı eri
- rifleman
- avcı erleri
- rifles
- avcı erleri
- rifle corps
- avcı gemisi
- chaser
- avcı hattına yayılmak
- extend
- avcı kedi
- ratter
- avcı kedi
- mouser
- avcı kedi
- a good mouser
- avcı kedi
- good mouser
- avcı kediye kurnaz fare
- (Konuşma Dili) It's possible to outfox a fox
- avcı kulübesi
- shooting box
- avcı kulübesi
- hunting lodge
- avcı kulübü
- hunt
- avcı uçağı
- chaser
- avcı uçağı
- fighter plane
- avcı uçağı
- pursuit plane
- avcı uçağı
- fighter plane, fighter
- avcı uçağı
- fighter
The fighter plane released its bombs.
- Avcı uçağı bombalarını bıraktı.
- avcı uçağı pilotu
- fighter pilot
- avcı çukuru
- mil . foxhole
- avcı çukuru kazmak
- to dig in
- ava sokulan avcı
- stalker
- kaçak avcı
- poacher
Rhinos are killed by poachers for their horns.
- Gergedanlar, boynuzları için kaçak avcılar tarafından öldürüldü.
The poachers stole some turtle eggs.
- Kaçak avcılar bazı kaplumbağa yumurtalarını çaldılar.
- dost avcı uçakları
- (Askeri) chicks
- doğanla avlanan avcı
- falconer
- erkek avcı
- huntsman
- hava atmak için avlanan avcı
- pothunter
- hava avcı eri
- airgunner
- iz süren avcı
- stalker
- jet avcı uçağı
- jet fighter
- kadın avcı
- Diana
- kadın avcı
- huntress
- kaçak avcı
- poacher; out-of-season hunter
- usta avcı
- Nimrod
- şahinle avlanan avcı
- falconer
- şahinle avlanan avcı
- hawker