İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
O bütün çabalarını işe yaramaz buldu.
- He found all his efforts of no avail.
Bu fırsattan yararlansan iyi olur.
- You had better avail yourself of this opportunity.
Bu olumlu fırsattan yararlandım.
- I availed myself of this favorable opportunity.
Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
- I have tried to overcome my shyness, but to no avail.
O boşuna çite tırmanmaya kalkıştı.
- He attempted to climb the fence to no avail.
Biletler çift başına 30 Dolar ya da tek bir rezervasyon için 20 Dolar karşılığı mevcuttur.
- Tickets are available for $30 per couple or $20 per single reservation.
Bu bakteri mevcut tüm antibiyotiklere karşı dirençli.
- This bacteria is resistant to every available antibiotic.
Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
- He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
Üzgünüz, iletişim kurmaya çalıştığınız kişi mevcut değil.
- We are sorry, the person you are trying to contact is not available.
Mevcut tek oda iki kişiliktir.
- The only room available is a double.
Belediye Başkanı şimdi müsait değil.
- The mayor is not available now.
Şu anda müsait değilim.
- I'm not available right now.
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Maalesef uygun değilim.
- I'm afraid I'm not available.
Uygun olan bir çelik kasaya değerli eşyalarımı koymak istiyorum.
- I'd like to put my valuables in a safe deposit box, if any are available.
Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir.
- Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.
Bu teklif beş gün için geçerlidir.
- This offer is available for five days.
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Bu daktilo kullanılabilir mi?
- Is this typewriter available?
Netflix artık Avrupa'da kullanılabilir.
- Netflix is now available in Europe.
Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
- I have tried to overcome my shyness, but to no avail.
Tekrar denedim ama boşuna.
- I tried again, but to no avail.
Ayrıntılar hemen hazır değildi.
- Details weren't immediately available.
Koltuklar hazır oluncaya kadar bir süre beklemekten başka bir şey yapamayız.
- We can do nothing but wait for a while until the seats are available.
Medicines will not avail to halt the disease.
Artifices will not avail the sinner in the day of judgment.
I availed myself of the opportunity.
While holding an avail yesterday, the candidate lashed out at critics.
The avails of this auction will go to the Cancer Society.
Labor, without economy, is of little avail.
For I wold haue the swerd more for your auaylle than for myne, for I am passyng heuy for your sake.
The currently available evidence does not allow me to make such a claim.
- The currently available evidence does not permit me to make such a claim.
Tom isn't available at the moment. May I take a message?
- Tom is not available at the moment. May I take a message?
We have an available candidate.
This is an available plea.
I'm availing myself of the opportunity.
Any use would probably be an availing of the protection afforded by the passport.