Arkadaşımdan sözlüğü ödünç aldım.
- I borrowed the dictionary from my friend.
Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
Ödünç alınmış altın geri talep ettikleri zaman kurşun haline gelir.
- Borrowed gold becomes lead when they demand it back.
İngilizcede, Japoncadan ödünç alınmış bazı kelimeler vardır.
- In English there are some words borrowed from Japanese.
Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim.
- I lent Tom and Paula my camera.
Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank lent him 500 dollars.
Arabanı ödünç alabilir miyim?
- Would you mind if I borrowed your car?
Kitabı ondan ödünç aldı.
- She borrowed the book from him.
Tom ve Paula'ya kameramı ödünç verdim.
- I lent Tom and Paula my camera.
Bana ödünç verdiğin dergi çok ilginç.
- The magazine which you lent me is very interesting.
bir şeyi ödünç vermek.
Banka ona 500 dolar ödünç verdi.
- The bank loaned her 500 dollars.
Tom Mary'den ona biraz para ödünç vermesini istedi.
- Tom wanted Mary to loan him some money.