Tom kazara kendini havaya uçurdu.
- Tom blew himself up accidentally.
Tom havuçları dilimlerken kazara elini kesti.
- Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots.
Ben yanlışlıkla başka birinin odasına girdim.
- I entered someone else's room by mistake.
Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
- I put my gloves on inside out by mistake.
Bu keşif tesadüfen yapıldı.
- This discovery was made accidentally.
Tom yanlışlıkla ayağına bastığı için Mary'den özür diledi.
- Tom apologized to Mary for accidentally stepping on her foot.
Hayır, yanlışlıkla parmağımı kestim! Ne yapmalıyım?
- Oh no, I accidentally sawed off my finger! What should I do?
Tesadüfen onunla karşılaştım.
- I met her by accident.
Dün havalanında tesadüfen onunla karşılaştım.
- I met him by accident at the airport yesterday.
Caddede kazara Bay Smith ile karşılaştım.
- I met Mr. Smith on the street by accident.
Silah kazara ateş aldı.
- The gun went off by accident.
Bir çift rastlantı sonucu Kaliforniya'da 1400 tane altın sikke buldu.
- A couple accidentally discovered a treasure of 1400 gold coins in California.
Rastlantı sonucu caddede Bay Smith'le karşılaştım.
- I met Mr Smith on the street by accident.
Üçüncü caddede rastlantı sonucu onunla karşılaştım.
- I met her by accident on Third Avenue.
He took the wrong bus by mistake.
- Er nahm aus Versehen den falschen Bus.
I took your umbrella by mistake.
- Ich habe aus Versehen deinen Schirm genommen.