English - Turkish
Definition of aufschlagend in English Turkish dictionary
- hitting
- (isim) isabet
- hitting
- vurma
Tom kendini Mary'ye vurmaktan engelledi.
-Tom restrained himself from hitting Mary.
Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç!
-Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists!
- opening
- (Dilbilim) genişleme
- opening
- (Ticaret) münhal kadro
- opening
- açıt
- opening
- açıcı
- opening
- (Bilgisayar) açılan dosya
- opening
- (Mimarlık) açım
- hitting
- {f} vur
Tom'un Mary'ye vurduğunu gördüm.
-I saw Tom hitting Mary.
Ona vurduğun için seni suçlamıyorum.
-I don't blame you for hitting him.
- hitting
- {i} vuruş
- opening
- başlangıçta/açılışta yer alan
- hitting
- vurarak
- hitting
- {i} isabet
- opening
- satrançta açış
- opening
- kapı/açılma/açma/açıklık
- opening
- {i} açılma
Ülkenin açılmasının Japon medeniyeti üzerinde büyük bir etkisi oldu.
-The opening of the country had a great influence on Japanese civilization.
Kedi kafeler tüm dünyada açılmaya başladı.
-Cat cafés have started opening up all over the world.
- opening
- {f} aç: prep.açar
- opening
- {i} (kadroda) boşalan yer
- opening
- {i} açma; açılma
- opening
- {i} açıklık, delik
Related Terms
German - English
Definition of aufschlagend in German English dictionary
- serving
- striking
- hitting
- striking open
- opening
- knocking open
- thudding
- dumpf aufschlagend
- thudding