Ben düz gitmek istiyorum.
- I want to go straight.
Ayrıca Felicja'nın da sarı düz saçları var.
- Also Felicja has blonde straight hair.
Tom heteroseksüel bir erkek.
- Tom is a straight guy.
Mario, bana eşcinsel demekten vazgeç! Ben heteroseksüelim!
- Mario, stop calling me gay! I'm straight!
Onu doğruca bana ver.
- Give it to me straight.
Bize doğru yolu göster.
- Show us the straight path.
O, dosdoğru bana doğru geldi.
- He came straight up to me.
Dosdoğru kapıya gittim.
- I went straight to the door.