aufhängend

listen to the pronunciation of aufhängend
English - Turkish

Definition of aufhängend in English Turkish dictionary

fixing
tutturma
fixing
uyma
fixing
(Kanun) ayarlama
fixing
teçhizat
fixing
saptayıcı
fixing
{f} uy
fixing
kurma
fixing
bağlama
fixing
{i} aksesuar
fixing
sabitleştirerek
fixing
{i} tespit
fixing
{i} fiksaj [fot.]
fixing
(isim) sabitleme, dikme, tespit, tamir, fiksaj [fot.]
fixing
(Tıp) Dokunun parafin v.b. madde içinde tesbit edilmesi, organ veya oluşumun ilaçlı eriyiğe konulması
fixing
{i} sabitleme
fixing
{i} tamir

Saati tamir ediyorum. - I am fixing the clock.

Eve giderken bulduğum radyoyu tamir ediyorum. - I'm fixing the radio which I found on my way home.

fixing
{i} dikme
hanging
ipe çekerek idam
German - English
fixing
making swing
suspending
stringing up
hanging
gelenkig aufhängend
pivoting
sich aufhängend
hanging oneself