Bu dünyadaki insanların hepsi ölümlüdür.
- The people on this earth are all mortals.
Bütün insanlar ölümlüdür.
- All human beings are mortal.
O ölümcül bir biçimde yaralıydı.
- He was mortally wounded.
Bütün yolcular ölümcül tehlikedeler.
- All the passengers are in mortal danger.
Ölüm, yaşadığımız bu fani hayatın sona ermesi ve ebedi olan ahiret hayatına açılan kapıdır.
- Death is the door that brings this mortal life that we have lived to an end and opens out to the eternal life to come.
Bu dünyadaki insanların hepsi ölümlüdür.
- The people on this earth are all mortals.
Ölüm, yaşadığımız bu fani hayatın sona ermesi ve ebedi olan ahiret hayatına açılan kapıdır.
- Death is the door that brings this mortal life that we have lived to an end and opens out to the eternal life to come.
Ayın üstünde, her şey sonsuz; altında, insanoğlu hariç bir şey yok.
- Above the moon, everything is eternal; below, there is nothing save mortality.
Biz ölümlüler binlerce şekilde ölürüz; Biz sadece bir şekilde doğarız. Binlerce insan hastalığı var, ancak yalnızca bir sağlık kaynağı.
- We mortals die in a thousand ways; we are born in only one. There are a thousand diseases of men, but only one source of health.
Lord what fools these mortals be!.
for I was in mortal fear lest the captain should repent of his confessions and make an end of me.