Bir ölçüde Japonca konuşur.
- She speaks Japanese to some extent.
Bir ölçüde Psikoloji öğrenimi yaptım.
- I have studied Psychology to some extent.
Bir dereceye kadar seninle aynı fikirdeyim.
- To some extent I agree with you.
Söylenti bir dereceye kadar doğru.
- The rumor is true to some extent.
I agree with you to an extent.
Bir yere kadar seninle aynı fikirdeyim.
- I agree with you to some extent.
Bir yere kadar seni anlayabilirim.
- I can understand you to some extent.
Bir bakıma, hatalısın.
- In a way, you're wrong.
Sizin fikirleriniz bir bakıma doğru.
- Your opinions are right in a way.