auf diese weise

listen to the pronunciation of auf diese weise
German - Turkish
böylece, bu şekilde
bu sayede
bu suretle
o şekilde
bu şekilde
English - Turkish

Definition of auf diese weise in English Turkish dictionary

thus
bu nedenle

Birçok kadın yüksek öğretime ve kariyere devam ediyor, bu nedenle evlilik ve doğum gecikiyor. - Many women pursue higher education and careers, thus delaying marriage and childbirth.

Bu nedenle Okinava insanları savaştı. - Thus fought the Okinawan people.

thus
nitekim

Ve nitekim sınavı kaybetti. - And thus he failed the exam.

in that way
o şekilde

Ben sizin hakkınızda o şekilde düşünmüyorum. - I don't think about you in that way.

thus
şu şekilde
by this means
bu suretle
like that
bunun gibi

Biraz şekerleme ve bunun gibi, ben bir papatya gibi tazeyim. - A little nap and, just like that, I'm as fresh as a daisy.

Bunun gibi bir şey bulmak istiyorum. - I wanna find something like that.

like that
öyle

Öyle şeyler konusunda bilgim yok. - I don't know about things like that.

Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım. - Never have I heard anyone say a thing like that.

like that
o şekilde

Karlı bir yolda direksiyonu o şekilde çevirirsen, kayarsın. - If you whip the steering wheel around like that on a snowy road, the car is going to go into a slide.

Onu o şekilde bırakmak ister misin? - Do you want to leave it like that?

like that
şöyle
like this
böyle

Ben böyle bir şapka almakla ilgileniyorum. - I am interested in getting a hat like this.

Böyle bir sözlükte buzdolabı ile ilgili en az iki cümle olmalıdır. - In a dictionary like this one there should be at least two sentences with fridge.

like this
bunun gibi

Bütünüyle bunun gibi bir şey hiç görmedim. - I've never seen anything quite like this.

Tatoeba'ya bunun gibi bir cümle ekleyemem. - I cannot add a sentence like this to Tatoeba.

like this
bu şekilde

Bunu bir daha asla bu şekilde yapma! - Never ever do it like this again!

İncil bunu bu şekilde yazmıştır. - The Bible has it written like this.

thus
bu sonuçla
like that
böyle

Bütün öğretmenler böyle davranmaz. - Not all teachers behave like that.

Senin böyle bir şey yapman alışılmadık bir durum. - It's unusual for you to do something like that.

that way
Bu şekilde

Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi. - A wise man would not act in that way.

İnsanların artık gerçekten bu şekilde söylediklerini sanmıyorum. - I don't think people actually say it that way anymore.

thus
Bu sebepten
in this manner
böylelikle
this way
bu taraftan

Bu taraftan yürüyebilir misin? - Can you step this way?

Bu taraftan gitmeliyiz. - We should go this way.

auf diese weise
Favorites