auf den ersten blick

listen to the pronunciation of auf den ersten blick
German - Turkish
ilk bakışta

İlk bakışta Bay Jones'u tanıdım. - Ich habe Herrn Jones auf den ersten Blick erkannt.

ilk görüşte
Liebe auf den ersten Blick
ilk bakışta âşık olma
English - Turkish

Definition of auf den ersten blick in English Turkish dictionary

at first sight
görür görmez
on the face of it
görünüşe göre
at first sight
ilk görüşte

İlk görüşte ona âşık oldu. - He fell in love with her at first sight.

İlk görüşte ona âşık oldu. - She fell in love with him at first sight.

on the surface
görünüşte

Dış görünüşte bir sümsük gibi görünüyor. Fakat özünde onu zorlu bir delege yapan sağlam bir iradesi var. - He seems like a softy on the surface, but at the core he's got an iron will that makes him an extremely tough negotiator.

Bu sorun görünüşte kolay gibi görünüyor ama o gerçekten zor. - This problem seems to be easy on the surface, but it's really difficult.

on the surface
dıştan
at face value
Görünüşte, görünüşe bakılırsa, görünüşe bakıldığında
at face value
(deyim) Olduğu gibi, aynen, göründüğü gibi, duyulduğu gibi, harfiyyen
at face value
(deyim) What öne can actually hear, read, or see; literally

1. John is so honest that you can take his words at face value. 2. This store's advertisements are honest; take them at face value.

at first glance
İlk bakışta, ilk görüşte
at first glance
ilk bakışta

İlk bakışta bu iki otobüs birbirine benziyor. - The two buses resemble each other at first glance.

Şimdi, ilk bakışta cümleyi yanlış anladığımı görüyorum. - Now I see that I misunderstood the sentence at first glance.

at first sight
İlk görüşte

Love at first sight.

Adam ilk görüşte âşık oldu. - The man fell in love at first sight.

Tom Mary ile bir partide tanıştı, ve o ilk görüşte aşktı. - Tom met Mary at a party, and it was love at first sight.

at face value
(deyim) gorundugu gibi
at first blush
ilk bakışta
at first sight
ilk bakışta

Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var. - Our peoples have more in common than can be seen at first sight.

Sorun ilk bakışta göründüğü gibi kadar basit değildir. - The problem is not as simple as it might seem at first sight.

at first sight
(deyim) ilk goruste,ilk bakista
on the face of it
görünüşte
on the face of it
dış görünüşe bakılırsa