Bu kitap için herhangi bir çekicilik hissediyor musun?
- Do you feel any attraction for this book?
Bu günlerde orada Çekicilik Kanunu hakkında birçok konuşma var ama ben böyle bir şeyin var olduğunu sanmıyorum.
- These days there is a lot of talk about the Law of Attraction, but I don't think such a thing exists.
Åland adalarının en önemli cazibeleri samimi insanlar ve güzel manzara.
- The most important attractions of the Åland Islands are the friendly people and the beautiful scenery.
Cazibe yeterince açık.
- The attraction is obvious enough.
Ben dikkat çekmek istemiyordum.
- I did not want to attract attention.
Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.
- Children often cry just to attract attention.
Ben dikkat çekmek istemiyordum.
- I did not want to attract attention.
Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.
- Negative electrons attract positive electrons.
Senin için cazip bir teklifim var.
- I've got an attractive proposition for you.
Bu, bu tür bir cihaz için cazip bir fiyat.
- It's an attractive price, for this sort of device.
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Bu saray bizim şehirde en ünlü ve en iyi takdir edilen cazibesidir.
- This palace is the most famous and best appreciated attraction in our city.
Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.
- The coral reef is the region's prime attraction.
Gezegenlerin kütlesi evrensel çekim yasasına göre hesaplanır.
- The mass of the planets is calculated according to the law of universal attraction.
Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.
- They were drawn to each other by a magnetic attraction.
Advertising is designed to attract customers.
His big smile and brown eyes instantly attracted me.
... not the only field that offers these attractions but it does offer them in spades. It’s ...
... FEMALE VOICE: Here are popular attractions in Santa Cruz. ...