O önemli bir turistik çekicilik.
- It's a major tourist attraction.
Bu kitap için herhangi bir çekicilik hissediyor musun?
- Do you feel any attraction for this book?
Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.
- The coral reef is the region's prime attraction.
Åland adalarının en önemli cazibeleri samimi insanlar ve güzel manzara.
- The most important attractions of the Åland Islands are the friendly people and the beautiful scenery.
Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.
- Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.
Manyetik bir çekimle birbirlerine çekildiler.
- They were drawn to each other by a magnetic attraction.
Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.
- Children often cry just to attract attention.
Kendinize dikkat çekmek için bir şey yapmayın.
- Don't do anything to attract attention to yourself.
Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
- Jon is far more attractive than Tom.
Negatif elektronlar pozitif elektronlar çekerler.
- Negative electrons attract positive electrons.
Senin için cazip bir teklifim var.
- I've got an attractive proposition for you.
Bu düşünce çok cazip.
- The idea is very attractive.
You know you hard to believe girl I mean fatal attration.
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Mercan kayalığı, bölgenin en önemli cazibesidir.
- The coral reef is the region's prime attraction.
Mary çok cazibeli bir kadın.
- Mary is a very attractive woman.
The Moon is held in its orbit by the attraction of the Earth's gravity.
I felt a strange attraction towards the place.
The new mall should be a major attraction.
Advertising is designed to attract customers.
His big smile and brown eyes instantly attracted me.
... you can feel the stumbles attraction for you ...
... the main attraction is a castle michael caton information used as a fortress ...