English - Turkish
Definition of attended with, or involving, bloodshed; sanguinary; esp in English Turkish dictionary
- bloody
- kanlı
Kanlı Avrupa çatışması bitti.
-The bloody European conflict was over.
Tom kanlı bıçağı gömleğine sildi.
-Tom wiped the bloody knife on his shirt.
- bloody
- {s} İng., k.dili. kör olası
- bloody
- kanla kaplı
- bloody
- kahrolası
- bloody
- adı batasıca
- bloody
- fazlasıyla
- bloody
- müthiş
- bloody
- süper
- bloody
- bloody flux dizanteri
- bloody
- (Tıp) Kanamakta
- bloody
- {s} kanlı; kan gibi
- bloody
- Ing
- bloody
- (Tıp) Kana ait, kan gibi
- bloody
- Allahın belası
- bloody
- zali
- bloody
- bloody minded hunhar
- bloody
- (sıfat) kanlı, kanayan, kan dökülen; uğursuz, lanet olası
- bloody
- {s} uğursuz
- bloody
- {s} İng., k.dili. bayağı, adamakıllı
Related Terms
English - English
Definition of attended with, or involving, bloodshed; sanguinary; esp in English English dictionary
- bloody
attended with, or involving, bloodshed; sanguinary; esp
Pronunciation
Resimler
History
Favorites