Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu.
- Attempts to negotiate a peace treaty failed.
Tom sorun hakkında bir şey yapmaya teşebbüs eden tek kişiydi.
- Tom was the only one who even attempted to do something about the problem.
Ona teşebbüs edemeyecek kadar çok korkaktır.
- He is too much of a coward to attempt it.
Diğer insanların eşyalarını çalmaya kalkışma!
- Don't attempt to steal other people's belongings!
Bunu tek başına yapmaya kalkışma.
- Don't attempt to do this by yourself.
Tüm çabalarımız boşunaydı.
- All our attempts were in vain.
Sorunu düzeltmeye çabalıyoruz.
- We're attempting to correct the problem.
Bu deneme başarısızlıkla sonuçlandı.
- This attempt resulted in failure.
Kaçış denemesi başarılıydı.
- His escape attempt was successful.
Dan soyguna girişmek istedi.
- Dan wanted to attempt the robbery.
Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.
- We'll attempt to start the class soon.
Onunla iletişim kurmaya çalışıyorlar.
- They're attempting to contact her.
The revolutionaries made several attempts on the monarch's life.
... Anand play, or, rather, attempt to play, Cordy using a game controller. ...
... And the Mundaneum was an attempt to index all the ...