Biz fiyatı 15 dolarda sabitledik.
- We fixed the price at $15.
Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
- There is a fixed standard in the king's principles.
Gözlerini bana dikti.
- He fixed his eyes on me.
Herkesin gözleri ona dikildi.
- Everyone's eyes were fixed upon her.
Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim.
- I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.
O kırık masayı onardı.
- He fixed the broken table.
Bunu hemen onarmalıydınız.
- You should've fixed it right away.
The closest affinities of the Jubulaceae are with the Lejeuneaceae. The two families share in common: (a) elaters usually 1-spiral, trumpet-shaped and fixed to the capsule valves, distally.