Çok sayıda iyi sporculara karşı yarıştı.
- She competed against many fine athletes.
Bu giysinin içinde tıpkı bir sporcu gibi görünüyorum fakat gerçek şu ki hiç spor yapmam.
- I look for all the world like an athlete in this outfit, but the truth is I don't do any sports at all.
Tom'un atlet ayağı var.
- Tom has athlete's foot.
Her öğretmen Ann'in iyi bir atlet olduğunu bilir.
- Every teacher knows that Ann is a good athlete.
... great athletes in these sports. ...
... He is one of the most searched for athletes on Google, and ...