Artık önemli olduğuna inanmadığım, o zamanlar önemli olduğunu düşündüğüm çok şey vardı.
- There were many things that I thought were important at that time that I no longer believe are important.
Artık bir şey söylemeyeceğim.
- I'll leave it at that.
O zaman biz bile Boston'da değildik.
- We weren't even in Boston at that time.
O dükkandan elma satın alabileceğini bile biliyor muydun?
- Did you even know that you could buy apples at that store?
Şu aralar yorumum yok.
- I have no comment at this time.
Bu aralar, bulunmak için buradan daha güvenli bir yer yok.
- At this time, there's no safer place to be than right here.
Bu aralar onların burada olmaya hakkı yok.
- They have no right to be here at this time.
Hem Tom hem de ben o zaman meşguldük.
- Tom and I were both busy at that time.
Hem Tom hem de Mary o zaman meşguldü.
- Both Tom and Mary were busy at that time.
He went to a famous school, and a good one at that.
Maybe I am, at that.