Masanın yanındaki ne?
- What's beside the desk?
Anne bebeğinin yanında yatakta yatıyordu.
- The mother lay beside her baby on the bed.
Herkes onun yanına oturmak istiyor.
- Everybody wants to sit beside her.
Mary dolaptan ütü masasını çıkardı ve onu açtı, pencerenin yanına yerleştirdi.
- Mary pulled the ironing board out of the closet and unfolded it, setting it up beside the window.
Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.
- It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.
Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu.
- There was no one in the room besides Mary and John.
Tom'un dışında başka biri var mıydı?
- Was there anybody else besides Tom?
Orada benden başka kimse yoktu.
- There was no one there besides me.