at the back of

listen to the pronunciation of at the back of
English - Turkish
dünyanın öteki ucunda
behind
{e} ardındaki

Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti. - Tom's time behind bars is over.

Saldırıların ardındaki kimdi? - Who was behind the attacks?

behind
arkaya
behind
geriye

Tom arkasında bir ses duydu ve geriye döndü. - Tom heard a noise behind him and turned around.

Tom koltuğunda geriye doğru yaslandı ve ellerini başının arkasına koydu. - Tom leaned back in his chair and put his hands behind his head.

behind
geride

Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak. - Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.

Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil. - This is why Tatoeba is multilingual. But not that kind of multilingual. Not the kind where languages are simply being paired up together, and where some pairs are left behind.

behind
arkada

Önce Mary yürüdü, ve Tom arkada geldi. - Mary walked first, and Tom came behind.

Beni arkada bırakmayın! - Don't leave me behind!

behind
arkadan

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı. - A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.

Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum. - I heard someone call my name from behind.

behind
gerisinde

Belirlenmiş sürenin on dakika gerisindesin. - You are ten minutes behind the appointed time.

O metotlarında zamanın gerisindedir. - He's behind the times in his methods.

behind
(İnşaat) arkasında

Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim. - Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.

Arkasında zengin bir destekleyicisi var. - He has a wealthy supporter behind him.

behind
{i} kıç (Argo)
behind
in gerisinde
behind
geç

Tren bugün on dakika geç kaldı. - The train is ten minutes behind today.

İlk otobüs on dakika geç hareket edecek. - The first bus will leave 10 minutes behind time.

at the back
geride
behind
geri kalmış

Saat on dakika geri kalmış. - The clock is ten minutes behind.

behind
{e} ardından

Maria Sharapova, Williams kardeşlerin ardından, üçüncü en başarılı aktif kadın tenis oyuncusudur. - Maria Sharapova is the third most successful active women's tennis player, behind the Williams sisters.

Diğerlerinin ardından kötü konuşmamalısın. - You must not speak ill of others behind their backs.

behind
behindhand z
behind
zamana ayak uyduramamak
behind
borca batmış
behind
dili kıç
behind
be behind the times geri kafalı olmak
English - English
behind, at the rear of
behind
at the back of

    Turkish pronunciation

    ät dhi bäk ıv

    Pronunciation

    /ˈat ᴛʜē ˈbak əv/ /ˈæt ðiː ˈbæk əv/

    Etymology

    [ &t, 'at ] (preposition.) before 12th century. Middle English, from Old English æt; akin to Old High German az at, Latin ad.

    Videos

    ... index at the back of the book at this stage. ...
    ... HE'S ON THE BACK OF YOUR NECK. ...
Favorites