at that time, in that case

listen to the pronunciation of at that time, in that case
English - Turkish

Definition of at that time, in that case in English Turkish dictionary

then
o zaman

Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım. - It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.

O zaman onu görmediğine inanmıyorum. - I cannot believe you did not see him then.

then
(ondan) sonra
then
o durumda
then
daha sonra

Hırsız bana vurdu ve gözümü morarttı ve daha sonra kaçtı. - The thief hit me and gave me a black eye and then ran off.

Öyleyse daha sonra tekrar geleceğim. - Then I'll come again later.

then
o süre içinde
then
madem öyle
then
o zamanki
then
o zamanlar

O zamanlar, tüm hesaplamalar elle yapıldı. - Back then, all the calculations were done by hand.

O zamanlar tekrar bir sürü hata yaptım. - I made a lot of mistakes back then.

then
sonra

İzlandaca bir cümlenin İngilizce bir çevirisi varsa ve İngilizce cümlenin Svahilice bir çevirisi varsa, daha sonra bu, dolaylı olarak İzlandaca cümle için Svahilice bir çeviri sağlayacaktır. - If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.

Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü. - Dima slept with 25 men in one night and then killed them.

then
öyleyse

İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır. - If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence.

Oh evet,haklısın.Pekala,bu senin ekonomik olan alışveriş şeklin öyleyse. - Oh yes, you're right. Well, it's the way you shop that's tight-fisted then.

then
(zarf) o zaman, ondan sonra, o halde, öyleyse, zira, demek
then
derhal
then
o zaman vaki olan
then
ondan sonra
then
o halde

Bunu istemiyorlarsa, o halde ne istiyorlar? - If they don't want this, then what do they want?

Eğer bu cümleyi okuyabiliyorsan, o halde okuyabiliyorsundur. - If you can read this sentence, then you're able to read.

then
(sıfat) o zamanki, o zamanlarki
then
demek

Neler oluyor biliyor musun? - Hayır. O zaman bütün bunlar ne demek oluyor? - Do you know what's going on? - No. What's it all about then?

Ancak o zaman onun ne demek istediğini anladım. - Only then did I realize what he meant.

English - English
{a} then
at that time, in that case
Favorites