Derhal git, yoksa geç kalacaksın.
- Go at once, otherwise you will be late.
Start derhal yapılmalı.
- A start should be made at once.
Bizim için sürpriz oldu, o hemen yeniden hayata döndü.
- To our surprise, she revived at once.
Onu hemen tanıdım, çünkü onu daha önce görmüştüm.
- I recognized him at once, because I had seen him before.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
- All at once the sky became dark and it started to rain.
Aniden bir patlama oldu.
- All at once there was an explosion.
Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.
- You can't do two things at once.
Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
- May I wash all my laundry at once?
Kimse bir defada iki şeyi yapamaz.
- Nobody can do two things at once.
Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden.
- How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.
Her şey birdenbire oldu.
- Everything happened all at once.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
- All at once the sky became dark and it started to rain.
Aniden bir patlama oldu.
- All at once there was an explosion.
Aynı anda ışıklar kesildi.
- All at once the lights went out.
İki şeyi aynı anda yapma.
- Don't do two things at once.
Bu birdenbire olmadı.
- It didn't happen all at once.
Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.
- All at once, I heard a shrill cry.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Herkes hep birden konuştu.
- Everyone talked at once.
Tell the doctor to come at once. She is having a baby.
He tried to eat four cookies at once.
... Web. A quick tap on the rent button, confirmation dialogue. And then once the rental is complete, ...
... a certain way. And once I've kind of done something once, I always want to go to a different ...