at no time

listen to the pronunciation of at no time
English - Turkish
hemen
hiçbir zaman
çok çabuk
çabucak
never
hiç

O kitabı hiç okumadım. - I never read that book.

Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim. - I've never seen such a wonderful sunset.

never
asla

O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı. - He left Japan never to come back.

Mary artık onu asla görmemeye karar verdi. - Mary decided never to see him any more.

never
hiçbir şekilde
never
hiç bir zaman

Ben hiç bir zaman bir kişiye söz vermedim. - I never promised anybody anything.

Tom hiç bir zaman tek başına Boston'a gitmene izin vermeyecek. - Tom is never going to let you go to Boston by yourself.

never
ZararıBoş
never
(Konuşma Dili) ömrü billah
never
hiçbir zaman

O hiçbir zaman babasının söylediklerini önemsemez. - He never takes any notice of what his father says.

Büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi. - My grandmother never changed her style of living.

At time
bu zamanlarda
never
katiyen

Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi. - My grandparents never liked coffee with milk.

never
hiçbir suretle
never
balık kavağa çıkınca
never
taş çatlasa
English - English
never
never once, never
at no time

    Turkish pronunciation

    ät nō taym

    Pronunciation

    /ˈat ˈnō ˈtīm/ /ˈæt ˈnoʊ ˈtaɪm/

    Videos

    ... time. What I will do as president is make sure it's more attractive to come to America ...
    ... And this is all a very exciting time because all of ...
Favorites