at first

listen to the pronunciation of at first
English - Turkish
ilkönce
ilk önce

Tom'dan ilk önce nefret ettim. - I hated Tom at first.

O, ona ilk önce inanmadı. - He didn't believe it at first.

öncelikle
ilk olarak

İlk olarak, her şey zor görünüyordu. - At first, everything seemed difficult.

İlk olarak, onlar ona inanmadılar. - At first, they didn't believe him.

evvela
önce

Önce onu erkek kardeşinle karıştırdım. - At first, I mistook him for your brother.

İlk önce kimse bana inanmıyordu. - No one believed me at first.

ilk zamanlar

İlk zamanlar şüpheciydim. - I was skeptical at first.

Tom ilk zamanlar Mary'ye inanmıyordu. - Tom didn't believe Mary at first.

başlangıçta

Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar. - At first, the trainees were awkward in his company.

Başlangıçta, ondan hoşlanmadım. - At first, I didn't like him.

at first glance
ilk bakışta

Şimdi görüyorum ki, ilk bakışta cümleyi yanlış anlamışım. - Now I see that I misunderstood the sentence at first glance.

İlk bakışta Bay Jones'u tanıdım. - I recognized Mr Jones at first glance.

at first sight
görür görmez
at first sight
ilk görüşte

Tom Mary ile bir partide tanıştı, ve o ilk görüşte aşktı. - Tom met Mary at a party, and it was love at first sight.

İlk görüşte ona âşık oldun mu? - Did you fall in love with her at first sight?

at first glance
İlk bakışta, ilk görüşte
at first sight
İlk görüşte

Love at first sight.

Tom Mary ile bir partide tanıştı, ve o ilk görüşte aşktı. - Tom met Mary at a party, and it was love at first sight.

İlk görüşte ona âşık oldun mu? - Did you fall in love with her at first sight?

at the beginning
başında
at first sight
ilk bakışta

İlk bakışta, o nazik ve kibar görünüyordu. - At first sight, he seemed kind and gentle.

Sorun ilk bakışta göründüğü gibi kadar basit değildir. - The problem is not as simple as it might seem at first sight.

at first sight
(deyim) ilk goruste,ilk bakista
at first
Favorites