Bir deprem her zaman olabilir.
- An earthquake can happen at any time.
Her zaman gidebilirsin.
- You can leave at any time.
Her an yağmur yağabilir.
- It may rain at any time.
Tom her an gelebilir.
- Tom may come at any time.
Bu dükkâna her ne zaman gitsem, taze pişmiş taiyaki kekleri satıyorlar.
- Whenever I go to this store, they're selling freshly baked taiyaki cakes.
Her ne zaman yurtdışına gitsem saat farkı ve ishalden rahatsız olurum.
- Whenever I go abroad, I suffer from jet lag and diarrhea.
Her ne zaman yurtdışına gitsem saat farkı ve ishalden rahatsız olurum.
- Whenever I go abroad, I suffer from jet lag and diarrhea.
Amcam her ne zaman gelse, o bizim için bazı güzel şeyler getirir.
- Whenever my uncle comes, he brings some nice things for us.