at any time, particularly used as an intensifier

listen to the pronunciation of at any time, particularly used as an intensifier
English - Turkish

Definition of at any time, particularly used as an intensifier in English Turkish dictionary

ever
şimdiye kadar

Kylie Minogue, şimdiye kadar duyduğum en iyi şarkıcıdır! - Kylie Minogue is the best singer I've ever heard!

Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı. - The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.

ever
gelmiş geçmiş

O gelmiş geçmiş en cesur askerdir. - He is the bravest soldier that ever lived.

Gelmiş geçmiş en büyük filozof kimdi? - Who was the greatest philosopher that ever lived?

ever
herhangi bir zamanda

Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun? - Do you think we'll ever see Tom again?

Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel. - If you are ever in Japan, come and see me.

ever
eğer

Eğer her kullanıcı Tatoeba'ya günde yirmi ilave yaparsa, Noel'e kadar bir milyon cümleye ulaşmak mümkün olabilir. - If every user added twenty a day to Tatoeba, it might be possible to reach one million sentences by Christmas.

Eğer kenara çekilirsen, herkes için yer olur. - If you would move over, there would be room for everyone.

ever
haçansa
ever
hiç

Hiç Kanada'ya gittin mi? - Have you ever been to Canada?

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

ever
hep

Çok param vardı ama hepsini harcadım. - I had a lot of money, but spent everything.

Dün oraya öğrencilerin hepsi gitmedi. - Not every student went there yesterday.

ever
daima yanan
ever
ebedi
ever
(zarf) her zaman, hep, daima, gitgide, giderek, asla, hiç, olabildiğince
ever
hiç bir zaman
ever
olabildiğince
ever
z. hiç: Have you ever been to Eyüp? Hiç Eyüp'e gittin mi?
ever
everand anon arada sırada
ever
gitgide
ever
ever burning hiç sönmeyen
ever
giderek
ever
ebedi ever more
English - English
ever
at any time, particularly used as an intensifier
Favorites