at a suitable time

listen to the pronunciation of at a suitable time
English - Turkish

Definition of at a suitable time in English Turkish dictionary

at a time
bir seferde

O, bir seferde altı kutu taşıdı. - He carried six boxes at a time.

Tom'un bir seferde sadece bir ziyartçisi olması gerekiyor. - Tom is only supposed to have one visitor at a time.

at a time
birden

Hiç kimse bir defada birden daha fazla şey yapamaz. - No one can do more than one thing at a time.

Birisi bir seferde birden fazla şey yapamaz. - One can't do more than one thing at a time.

in good time
vaktinde
in good time
önceden belirlenen zamanda
in good time
erken
in good time
erkenden
at a time
bölüm bölüm a little
in good time
tam zamanında

Tom masasını temizlemek için tam zamanında ofise gitmek istedi. - Bill wanted to get to the office in good time to clean his desk.

Taksi tam zamanında geldi. - The taxi arrived in good time.

in good time
biraz erken
in good time
çabuk
in good time
süresi gelince
English - English
at a suitable time

    Hyphenation

    at a sui·ta·ble time

    Turkish pronunciation

    ät ı sutıbıl taym

    Pronunciation

    /ˈat ə ˈso͞otəbəl ˈtīm/ /ˈæt ə ˈsuːtəbəl ˈtaɪm/
Favorites