at a same time

listen to the pronunciation of at a same time
English - Turkish
Bir aynı zamanda
at the same time
aynı zamanda

Tom her gece aynı zamanda yatmaya gider. - Tom goes to bed at the same time every night.

Hepiniz aynı zamanda konuşmayın. - Don't all speak at the same time.

at a time
bir seferde

O, bir seferde altı kutu taşıdı. - He carried six boxes at a time.

Bir seferde bir şey yapın. - Do one thing at a time.

at the same time
bununla birlikte
at the same time
bununla beraber
at the same time
aynı anda

Onlar aynı anda Paris'e vardılar. - They arrived in Paris at the same time.

Binadaki herkes aynı anda çıkışa yöneldi. - Everybody in the building headed for the exits at the same time.

at a time
birden

Birisi bir seferde birden fazla şey yapamaz. - One can't do more than one thing at a time.

Hiç kimse bir defada birden daha fazla şey yapamaz. - No one can do more than one thing at a time.

at the same time
birden

Aynı anda birden çok dil öğrenmeyi tercih ediyorum. - I prefer learning multiple languages at the same time.

Gençlerin sık yaptığı bir hata da; zorluklarını hafife alıp, kendi yeteneklerini de gözlerinde büyütürek aynı anda birçok dili birden öğrenmeye başlamaları. - A mistake young people often make is to start learning too many languages at the same time, as they underestimate the difficulties and overestimate their own ability to learn them.

at a time
bölüm bölüm a little
at the same time
yine de
at the same time
öte yandan
at a same time

    Turkish pronunciation

    ät ı seym taym

    Pronunciation

    /ˈat ə ˈsām ˈtīm/ /ˈæt ə ˈseɪm ˈtaɪm/

    Videos

    ... down the rates down, at the same time lower deductions and exemptions and credits and ...
    ... growth at the same time that we have high fertility, high mortality because we had even ...
Favorites