at a particular time in the past

listen to the pronunciation of at a particular time in the past
English - Turkish

Definition of at a particular time in the past in English Turkish dictionary

at a time
bir seferde

O, bir seferde altı kutu taşıdı. - He carried six boxes at a time.

Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir. - A magnet can pick up and hold many nails at a time.

at a time
birden

Birisi bir seferde birden fazla şey yapamaz. - One can't do more than one thing at a time.

Hiç kimse bir defada birden daha fazla şey yapamaz. - No one can do more than one thing at a time.

just then
(deyim) o esnada
at a time
bölüm bölüm a little
just then
derken
just then
tam o sırada

Tam o sırada, otobüs durdu. - Just then, the bus stopped.

Tam o sırada o odama geldi. - Just then she came into my room.

just then
tam o sırada; tam o anda
at a particular time in the past

    Hyphenation

    at a par·ti·cu·lar time in the past

    Turkish pronunciation

    ät ı pırtîkyılır taym în dhi päst

    Pronunciation

    /ˈat ə pərˈtəkyələr ˈtīm ən ᴛʜē ˈpast/ /ˈæt ə pɜrˈtɪkjəlɜr ˈtaɪm ɪn ðiː ˈpæst/
Favorites