O, bir seferde altı kutu taşıdı.
- He carried six boxes at a time.
Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.
- A magnet can pick up and hold many nails at a time.
Birisi bir seferde birden fazla şey yapamaz.
- One can't do more than one thing at a time.
Hiç kimse bir defada birden daha fazla şey yapamaz.
- No one can do more than one thing at a time.
Tam o sırada, otobüs durdu.
- Just then, the bus stopped.
Tam o sırada o odama geldi.
- Just then she came into my room.
climb stairs two at a time.
He manages to abstain from smoking for weeks at a time, but then gives in and starts again.