English - Turkish
Definition of assured, made certain, informed in English Turkish dictionary
- certified
- {s} onaylı
Uzun bir bekleyişten sonra, ona kimlik olarak onun doğum belgesinin onaylı bir nüshasını alması gerektiği söyleniyor.
-After a long wait in line, she was told she should get a certified copy of her birth certificate as identification.
- certified
- {s} belgeye bağlı
- certified
- sertifikalı
Ben sertifikalı bir çevirmenim.
-I'm a certified translator.
Dania sertifikalı bir hemşire olmak için okula gitti.
-Dania went to school to be a certified nurse.
- certified
- {s} garanti edilmiş
- certified
- (Ticaret) diplomalı
- certified
- (Kanun) musaddak
- certified
- (Kanun) tasdiklenmiş
- certified
- tasdikli
- certified
- {s} taahhütlü
- certified
- bir belge ile tasdik edilmiş
- certified
- certified check tasdikli çek
- certified
- ruh hastası olduğuna kanunen hükmedilmiş
- certified
- certified carrier yetkili nakliyeci
- certified
- (Tıp) Vesayet altında olan, vasi kontrolu altında hareket edebilen kimse
- certified
- (sıfat) onaylı, taahhütlü, tasdikli, garanti edilmiş, belgeye bağlı, diploma, deliliği belgelenmiş
- certified
- {f} onayla: adj.onaylanmış
- certified
- vizeli ç
- certified
- certified bill of lading tasdikli konşimento
Related Terms
English - English
Definition of assured, made certain, informed in English English dictionary
- {a} certified
assured, made certain, informed
Hyphenation
assured, made certain, in·formedPronunciation
Resimler
Favorites