assault, assail; criticize a person or something

listen to the pronunciation of assault, assail; criticize a person or something
English - Turkish

Definition of assault, assail; criticize a person or something in English Turkish dictionary

attack
hücum etmek
attack
saldırı

Düşman bütün gün saldırısına devam etti. - The enemy kept up their attack all day.

Düşman saldırısı şafakta sona erdi. - The enemy attack ended at dawn.

attack
{i} hamle
attack
{f} tecâvüz etmek
attack
baskın yapmak
attack
yumulmak
attack
bozmak
attack
kriz

Babam dün bir kalp krizi geçirdi fakat yakınlarda bir kliniğe sahip olduğu için şanslıydı. - My father had a heart attack yesterday, but he was lucky to have a clinic close at hand.

Tom bir kalp krizi geçirdi. - Tom has had a heart attack.

attack
{f} tutulmak
attack
(Askeri) TAARRUZ: Bir hareket yapmak üzere tayyarelerin bir hedefe yaklaşması
attack
(Nükleer Bilimler) kemirme (kimya)
attack
{f} uğraşmak
attack
yakalanma tutulma
attack
{f} taarruz etmek
attack
{f} çatmak
attack
isabet etmek
attack
tutmak
attack
aleyhinde söylemek
attack
{i} çatma
English - English
{f} attack
assault, assail; criticize a person or something
Favorites