I never work on weekends.
- Hafta sonları asla çalışmam.
Mary decided never to see him any more.
- Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
The result was by no means satisfactory.
- Sonuç asla tatmin edici değildi.
He is by no means wanting in courage.
- Onun asla cesareti eksik değil.
I never want to see you here ever again!
- Ben bir daha seni burada asla görmek istemiyorum.
Tom doesn't want to ever leave Boston.
- Tom asla Boston'u terk etmek istemiyor.
I've never seen such a thing in my life, not once!
- Ben, hayatımda böyle bir şeyi asla görmedim, bir kez değil!
You are not at all wrong.
- Asla hatalı değilsin.
Tom doesn't seem to agree with you at all.
- Tom asla sizinle aynı fikirde görünmüyor.
They waited a long time for their guest. Finally, an odd man arrived whom they had not expected in the least.
- Misafirlerini uzun süre beklediler. Sonunda onların asla beklemediği tuhaf bir adam geldi.
I am not in the least concerned about the result.
- Asla sonuçla ilgilenmiyorum.
He is by no means wanting in courage.
- Onun asla cesareti eksik değil.
The result was by no means satisfactory.
- Sonuç asla tatmin edici değildi.
Nothing ever changes.
- Hiçbir şey asla değişmez.
You never get something for nothing.
- Bir şeyi asla bedava alamazsın.
You are not at all wrong.
- Asla hatalı değilsin.
There's no way she'll ever marry Sato.
- Sato ile asla evlenmez.