asla!

listen to the pronunciation of asla!
Turkish - English
never

He left Japan never to come back. - O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.

I never work on weekends. - Hafta sonları asla çalışmam.

by no means

He is by no means wanting in courage. - Onun asla cesareti eksik değil.

Tom is by no means unintelligent. He is just lazy. - Tom asla aptal değildir, O sadece tembeldir.

ever

Tom doesn't want to ever leave Boston. - Tom asla Boston'u terk etmek istemiyor.

Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody. - Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.

not a bit
not by a fraction
in no way
far from
on no account
never, in no way, not for the world, in no circumstances, under no circumstances, on no condition; no way!
(Argo) when pigs fly
not one iota
(Latin) nunquam
never more
not once

I've never seen such a thing in my life, not once! - Ben, hayatımda böyle bir şeyi asla görmedim, bir kez değil!

at all

Tom doesn't want to see Mary at all. - Tom Mary'yi asla görmek istemiyor.

Tom doesn't seem to agree with you at all. - Tom asla sizinle aynı fikirde görünmüyor.

(deyim) not a bit of it!
in the least

I am not in the least interested in such a thing. - Böyle bir şeyle asla ilgilenmiyorum.

They waited a long time for their guest. Finally, an odd man arrived whom they had not expected in the least. - Misafirlerini uzun süre beklediler. Sonunda onların asla beklemediği tuhaf bir adam geldi.

e'er
none
no such thing
means

The result was by no means satisfactory. - Sonuç asla tatmin edici değildi.

He is by no means wanting in courage. - Onun asla cesareti eksik değil.

not by a long sight
(deyim) till the cows come home
on no consideration
(deyim) when hell freezes over
nothing

You never get something for nothing. - Bir şeyi asla bedava alamazsın.

Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan. - Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.

not a whit
under no circumstances
noways
nevermore
no whit
on no condition
no way

There's no way she'll ever marry Sato. - Sato ile asla evlenmez.

never never
to never
never again
nowise
not an iota
ne'er
in no wise
not at all

You are not at all wrong. - Asla hatalı değilsin.

never, by no means
nothing doing
nohow
by no manner of means
nuts! [sl.]
not

Tom said that nothing like that would ever happen again. - Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi.

If it had not been for her help, you would never have done it. - Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.

iota
{ü} nuts
whit

I never wear white socks. - Ben asla beyaz çorap giymem.

neer
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Hiçbir zaman
Hiçbir zaman, hiçbir biçimde: "Dünyada her şeyle alay edilir şaka yapılır, ama şiirle asla!"- S. F. Abasıyanık
(Osmanlı Dönemi) olması imkânsız
Hiçbir zaman, hiçbir biçimde
asla!
Favorites