War compelled soldiers to go to the front.
- Savaş askerleri cepheye gitmeye zorladı.
All the soldiers were brave.
- Bütün askerler cesurdu.
Manila fell to Japanese troops.
- Manila, Japon askerlerine düştü.
The troops had plenty of arms.
- Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
Soldiers go on patrol in a military vehicle.
- Askerler askeri bir araçta devriye giderler.
War compelled soldiers to go to the front.
- Savaş askerleri cepheye gitmeye zorladı.
Many soldiers suffered terrible wounds in the battle.
- Birçok asker savaşta kötü yaralardan acı çekti.
Lincoln said troops were needed.
- Lincoln, askerlerin gerekli olduğunu söyledi.
The President called out the troops.
- Başkan, askeri güçleri çağırdı.
Compulsory military service exists in Turkey.
- Türkiye'de zorunlu askerlik vardır.
I did my military service in Ankara.
- Askerliğimi Ankara'da yaptım.
Senator Tom Jackson was opposed to conscription.
- Senatör Tom Jackson zorunlu askerliğe karşı çıktı.
A change of opinions is almost unknown in an elderly military man.
- Yaşlı bir askeri adamda bir görüş değişikliği neredeyse bilinmiyor.
Do you know the name of the most successful military man from this area?
- Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun?
The art of modern warfare does not necessarily require soldiers to be armed to the teeth to be effective as combatants.
- Modern savaş sanatı dövüşçüler gibi etkili olmak için tepeden tırnağa silahlandırılacak askerleri muhakkak gerektirmez.
He had heard that war had started, but it didn't sink in for a long time until his father was drafted into the army.
- Savaşın başladığını duymuştu fakat savaş babası askere alınıncaya kadar anlaşılmadı.
The President called out the troops.
- Başkan, askeri güçleri çağırdı.
Lincoln said troops were needed.
- Lincoln, askerlerin gerekli olduğunu söyledi.
The soldiers were regarded as cannon fodder.
- Askerler ölmeye giden askerler olarak kabul edildi.