Turkish - English
Definition of askı in Turkish English dictionary
- hanger
He hung his blazer on a hanger because he didn't want it to get wrinkled.
-Kırışmasını istemediği için ceketini askıya astı.
Tom put his shirt on a hanger.
-Tom gömleğini askıya astı.
- hanger, hook, anything by which another thing is suspended
- decorations hung above the bride's throne at a wedding
- twigs placed so that silkworms will spin their cocoons on them
- suspension
- a piece of cloth tied to the wedding vehicle as a present for the driver
- the posting (of an announcement)
- suspenders, Brit. braces
- suspender
Suspenders make my personality.
-Askılar kişiliğimi oluşturur.
- med. sling
- rack
- necklace or gold chain worn by women
- hanger, clothes-hanger, coat-hanger, hook, coat-peg, stand, rack; suspenders, braces; suspension, banns; hangings, pendant; sling
- fruit threaded and hung for drying
- something hung on the wall of a coffee house as a reward for the winner of a minstrelsy contest
- clothes hanger
- a piece of cloth hung at the top of a newly completed house by the owner as a reward for the builder
- coat hanger
- strap
- hook
Tom hung his coat on one of the hooks near the door.
-Tom kapıya yakın askılardan birine ceketini astı.
He hung his jacket on a hook.
-O, ceketini askıya astı.
- tab
I'll put it on your tab.
-Ben onu senin askına koyacağım.
- peg
- coat
Tom took his coat off the hanger and put it on.
-Tom ceketini askıdan aldı ve onu giydi.
Tom hung his coat on one of the hooks near the door.
-Tom kapıya yakın askılardan birine ceketini astı.
- shoulder strap
- askı kancası
- clip
- askı kancası (elbise)
- peg
- askı başvurusu
- caveat
- askı donanımı
- suspension
- askı kablosu
- suspension cable
- askı kancası
- clothespin
- askı kancası
- peg
- askı kayışı
- sling
- askı kirişi
- suspended span
- askı üçgen kolu
- wishbone
- esnek askı
- (İnşaat) flexible suspension
- ilk askı
- primary suspension
- lütfen daha askı getirin
- Please bring me more hangers
- sabit askı
- fixed suspension
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of askı in Turkish Turkish dictionary
- Pantolon veya giysilerin düşmesini önlemek için omuzdan aşırılan bağ
- Üzerine herhangi bir şey asmaya yarar nesne
- Gelinin oturacağıyerin üstüne asılan süsler
- Artırma, eksiltme gibi resmî iş ilanlarının ilgili daire duvarında belli bir zaman süresince asılı durması
- Kahveci tepsisi
- Gelinin oturacağı yerin üstüne asılan süsler
- Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener
- Kadınların kullandığı altın dizisi veya zincirli mücevherat
- Gelinin oturacağı yerin üstüne asılan süsler: "Askı ... kalpakçılar başındaki hususi dükkânlardan ariyet kaldırılan ve düğün odasının münasip bir köşesine kurulan bir nevi dekor."- R. H. Karay
- Kadınların kullandığıaltın dizisi veya zincirli mücevherat
- İpek böceğinin kozasını sarması için yanına konulan çalı çırpı
- Saklanmak için tavana asılmışdizi veya hevenk
- Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç. Çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi, fener
- ipekböceğinin, kozasını sarması için yanına konan çalı
- Saklanmak için tavana asılmış dizi veya hevenk
- üzerine lâmba konan tahta lâmbalık
- Saz ozanları arasında yapılan yarışmada, üstün, gelene verilmek üzere duvara asılan tabanca, kumaş vb. ödüller
- Saz şairleri arasında yapılan deyiş yarışında üstün gelene verilmek için duvara asılan kumaş, tabanca gibi ödül
- Düğünlerde gelinlere, yakınları tarafından takılan hediye
- Hastanelerde kırık kol veya bacakların asılarak tutturulduğu araç
- ipek böceğinin kozasınısarmasıiçin yanına konulan çalıçırpı
- çay, kahve taşımaya yarar kahveci tepsisi
- Düğünlerde geline yakınları tarafından takılan hediye
- Yeni yapılan yapıların çatısına, ev sahibi tarafından usta için veya düğün arabalarına düğün sahibi tarafından arabacı için armağan olarak asılan kumaş