Definition of asiri derecede in Turkish English dictionary
- aşırı derecede
- heavily
Tom was breathing heavily.
-Tom aşırı derecede nefes alıyordu.
Bill hates that his father smokes heavily.
-Bill, babasının aşırı derecede sigara içmesinden nefret ediyor.
- aşırı derecede
- extremely
Mary is extremely attractive.
-Mary aşırı derecede çekici.
This is extremely hard for him.
-Bu onun için aşırı derecede zordur.
- aşırı derecede
- excessively
- aşırı derecede
- heartily
- aşırı derecede
- intensely
- aşırı derecede
- unduly
- aşırı derecede
- unco
- aşırı derecede
- overly
That's an overly optimistic view.
-Bu aşırı derecede iyimser bir bakış.
I'm not overly concerned about that.
-Ben o konuda aşırı derecede endişeli değilim.
- aşırı derecede
- parlous
- aşırı derecede
- in the extreme
- aşırı derecede
- exceedingly
Ann is exceedingly fond of chocolate.
-Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.
Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
-Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
- aşırı derecede
- fantastically
- aşırı derecede
- unusually
It's been unusually warm this week.
-Bu hafta aşırı derecede sıcaktı.
The weather is unusually cold.
-Hava aşırı derecede soğuk.
- aşırı derecede
- enormously
I enjoyed myself enormously, believe me.
-Aşırı derecede eğlendim, inan bana.
- aşırı derecede
- to death
- aşırı derecede
- crass
- aşırı derecede
- terrible
- aşırı derecede
- {s} riotous
- aşırı derecede
- {s} plethoric
- aşırı derecede
- to a fault
- aşırı derece
- extremity
- aşırı derece
- extreme
Mary is extremely attractive.
-Mary aşırı derecede çekici.
This is extremely hard for him.
-Bu onun için aşırı derecede zordur.
Related Terms
Definition of asiri derecede in Turkish Turkish dictionary
- Aşırı derecede
- gayetle
- Aşırı derece
- zül
- Aşırı derece
- dereke