as much as spoon can hold at once

listen to the pronunciation of as much as spoon can hold at once
English - Turkish

Definition of as much as spoon can hold at once in English Turkish dictionary

as much as
olduğu kadar

Çin'e gidersem, bu mümkün olduğu kadar çok Çince konuşmak amacıyla olurdu. - If I go to China, it would be for the purpose of speaking Chinese as much as possible.

Romanlar geçmişte olduğu kadar çok okunmuyor. - Novels aren't being read as much as they were in the past.

as much as
olabildiği kadar
as much as
aynı miktarda
as much as
kadar

Ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım. - I will help as much as I can.

O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor. - He earns three times as much as I do.

as much as
kadar çok

O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor. - He earns three times as much as I do.

Mary'nin onu sevdiği kadar çok Tom Mary'yi sevmiyordu. - Tom didn't love Mary as much as she loved him.

spoonful
kaşık dolu

Tom kavanozdan bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yemekten hoşlanıyor. - Tom likes to eat spoonfuls of peanut butter right out of the jar.

Tom bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yedi. - Tom ate a spoonful of peanut butter.

as much as
aynı
as much as
bile
spoonful
{i} kaşık dolusu

Tom kavanozdan bir kaşık dolusu fıstık ezmesi yemekten hoşlanıyor. - Tom likes to eat spoonfuls of peanut butter right out of the jar.

Ben her zaman çayıma bir kaşık dolusu bal eklerim. - I always add a spoonful of honey to my tea.

spoonful
(isim) kaşık dolusu
English - English
{n} spoonful
as much as
to the same extent; up to the desired amount
as much as spoon can hold at once

    Hyphenation

    as much as spoon Can hold at once

    Turkish pronunciation

    äz mʌç äz spun kın hōld ät wʌns

    Pronunciation

    /ˈaz ˈməʧ ˈaz ˈspo͞on kən ˈhōld ˈat ˈwəns/ /ˈæz ˈmʌʧ ˈæz ˈspuːn kən ˈhoʊld ˈæt ˈwʌns/
Favorites