as much as one wants

listen to the pronunciation of as much as one wants
English - Turkish
doya doya
to one's heart's content
doya doya
as much as
olduğu kadar

Bir yabancı dili öğrenmek istiyorsan mümkün olduğu kadar çok çalışmalısın. - If you want to master a foreign language, you must study as much as possible.

Onları ziyaret etmeden önce, kültürleri hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi sahibi olduk. - We learned as much as possible about their culture before visiting them.

as much as
olabildiği kadar
as much as
aynı miktarda
as much as
kadar

O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor. - He earns three times as much as I do.

Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor. - My brother eats twice as much as I do.

as much as
kadar çok

O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor. - He earns three times as much as I do.

Onun Tom'a güvendiği kadar çok Tom Mary'ye güvenmiyor. - Tom didn't trust Mary as much as she trusted him.

to one's heart's content
(deyim) İstediği kadar, canı ne kadar isterse, gönlünce
as much as
aynı
as much as
bile
to one's heart's content
canı istediği kadar
English - English
(deyim) to one's heart's content
as much as
to the same extent; up to the desired amount
as much as one wants

    Turkish pronunciation

    äz mʌç äz hwʌn wônts

    Pronunciation

    /ˈaz ˈməʧ ˈaz ˈhwən ˈwônts/ /ˈæz ˈmʌʧ ˈæz ˈhwʌn ˈwɔːnts/
Favorites