Ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım.
- I will help as much as I can.
Birkaç şey bize müzik kadar çok zevk verir.
- Few things give us as much pleasure as music.
Bir yabancı dili öğrenmek istiyorsan mümkün olduğu kadar çok çalışmalısın.
- If you want to master a foreign language, you must study as much as possible.
Onları ziyaret etmeden önce, kültürleri hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi sahibi olduk.
- We learned as much as possible about their culture before visiting them.
Haber onu, beni şaşırttığı kadar, çok şaşırttı.
- The news surprised him as much as it did me.
Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
- My brother eats twice as much as I do.
Mary'nin onu sevdiği kadar çok Tom Mary'yi sevmiyordu.
- Tom didn't love Mary as much as she loved him.
O, benim kazandığımın üç katı kadar çok kazanıyor.
- He earns three times as much as I do.
... >>> Thank you very much. ...
... >>Lady Gaga: Thank you so much. ...