Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

artful; cunning; as, a knowing rascal

listen to the pronunciation of artful; cunning; as, a knowing rascal
English - Turkish

Definition of artful; cunning; as, a knowing rascal in English Turkish dictionary

knowing
{s} bilen
knowing
{s} bilgili
knowing
agah
knowing
haberli
knowing
(Osmanlıca) muttali
knowing
bilgiç
knowing
{f} bil

O, anne ve babasının bilgisi olmadan evlendi. - She got married without her parents knowing it.

Bilmek bir şey değildir, hayal gücü her şeydir. - Knowing is nothing, imagination is everything.

knowing
kurnaz
knowing
{s} kurnaz, açıkgöz
knowing
{i} bilinme

Ne olabileceği bilinmez. - There is no knowing what may happen.

Yarın ne olacağı bilinmez. - There is no knowing what will happen tomorrow.

knowing
(isim) bilme, alim, bilinme
knowing
şeytan
knowing
knowingly bilerek
knowing
(sıfat) açıkgöz, bilen, haberdar, kurnaz, becerikli, haberi olan, akıllı, bilgili, anlayan
knowing
kasten

Tom ve Mary kasten birbirine kafa salladı. - Tom and Mary nod at each other knowingly.

knowing
{s} çok bilmiş, şeytan
knowing
bile bile

Ne yaptığını bile bile geceleri nasıl uyuyorsun? - How do you sleep at night knowing what you've done?

knowing
{i} bilme

Bilmek bir şey değildir, hayal gücü her şeydir. - Knowing is nothing, imagination is everything.

Hangi takımın kazanacağını bilmek zor. - There is no knowing which team will win.

knowing
{s} anlayan
knowing
{s} akıllı
English - English
knowing