Definition of artırmak in Turkish English dictionary
- increase
In order to compensate for the country's aging population, the government has decided to take steps to significantly increase birth and immigration rates.
- Ülkenin yaşlanan nüfusunu telafi etmek için, hükümet doğum ve göç oranlarını önemli ölçüde artırmak için adımlar atmaya karar verdi.
This is a great opportunity to increase our market share.
- Bu, pazar payımızı artırmak için büyük bir fırsat.
- raise
- enhance
I must take advantage to enhance my language ability.
- Dil yeteneğimi artırmak için avantaj elde etmeliyim.
- boost
- augment
- upgrade
- send up
- overbid
- leave some (of something) over purposely, save
- offer more (for), raise the bid for (at an auction)
- exalt
- increase, expand, add to
- go too far
- (Hukuk) enhance, intensify, step up
- save
- compound
- aggrandize
- bid up
- fade up
- deepen
- economize
- gain
- improve
Garlic is used to improve the taste of food.
- Sarımsak yemeğin lezzetini artırmak için kullanılır.
- scale up
- to increase, expand, add to
- add
- outbid
- heighten
- bump up
- amplify
- to offer more (for), raise the bid for (at an auction)
- swell out
- step up
- to increase, to raise, to augment, to enhance, to boost, to bump sth up, to step sth up; to put away, to economize, to save
- to go too far
- build up
- escalate
- to leave some (of something) over purposely, save
- whip up
- push up
- intensify
- advance
- hike
- (Ticaret) inflate
- put up
- run
- (Dilbilim) set off
- put away
- redound to
- mark up
- extend
- strengthen
- develop
- multiply
- put on
- bump sth up
- up
- overstate
- redound
- exaggerate
- {f} eke out
- screw up
- work up
- eke
- {f} boom
- swell up
- artırma
- {i} augmentation
- değerini artırmak
- appreciate
- artırmak (heves/gayret vb'ni)
- whet
- artırma
- enhance
I must take advantage to enhance my language ability.
- Dil yeteneğimi artırmak için avantaj elde etmeliyim.
- artırma
- {i} enhancement
- artır
- (Askeri) plus
- artır
- (Bilgisayar) increment
- artırma
- (Çevre) boosting
- artırma
- amplification
- artırma
- increase by
- artırma
- grading
- artırma
- (Ticaret) bidding
- artırma
- (Denizbilim) raising
Is it true they're planning on raising the minimum wage?
- Asgari ücreti artırmayı planladıkları doğru mu?
They'll debate raising taxes.
- Onlar vergileri artırmayı tartışacaklar.
- artır
- bump up
- artır
- redouble
- artır
- {f} augmented
- artır
- {f} augment
- artırma
- escalation
- artırma
- reduplication
- acıyı artırmak
- to increase the pain
- fiyat artırmak
- price increase
- alkol derecesini artırmak
- needle
- artır
- {f} increase
We will increase the rent next month.
- Gelecek ay kirayı artıracağız.
This has increased family income.
- Bu, ailenin gelirini artırdı.
- artırma
- promotion
- artırma
- economizing
- artırma
- increasing; saving, economizing; auction
- artırma
- boost
That car doesn't boost my self-confidence.
- O araba benim özgüvenimi artırmaz.
A good way to boost reading and listening skills in a target language is to read or listen to the news.
- Hedef dilde okuma ve dinleme yeteneklerini artırmanın iyi bir yolu okumak ve haber dinlemektir.
- artırma
- extension
- artırma
- build up
- artırma
- saving, economizing
- artırma
- becoming greater; overbidding
- artırma
- increment
- artırma
- auction
- artırma
- increasing
Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.
- Ne yazık ki kavşaklardaki trafik sinyallerinin sayısını artırmak trafik kazalarının sayısın azaltmaya yardımcı olmadı.
- artırma
- buildup
- artırma
- overbidding
- baskıyı artırmak
- turn on the heat
- beş misli artırmak
- quintuplicate
- bopu artırmak
- raise the ante
- dişinden tırnağından artırmak
- pinch and scrape
- dişinden tırnağından artırmak
- to scrimp and save
- dişinden tırnağından artırmak
- scrimp and save
- dişinden tırnağından artırmak
- to pinch and save, to scrimp and save
- dişten artırmak
- to economize on food
- etkisini artırmak
- point up
- fiyatı artırmak
- bid up
- fiyatını artırmak
- to mark sth up
- gramajını artırmak
- weight
- gücünü artırmak
- to amplify, to make more powerful
- gücünü artırmak
- soup up
- harcamaları artırmak
- loosen the purse strings
- hızını artırmak
- rev
- hızını artırmak
- speed up
- hızını artırmak
- rev up
- kirayı çok artırmak
- rack
- maliyet artırmak
- push up the cost
- maliyet artırmak
- increase the cost
- nüfusunu artırmak
- populate
- parayı artırmak
- raise the ante
- prestij artırmak için yapılan reklâm
- institutional advertising
- satış aşamasında evin fiyatını artırmak
- gazump
- sualtında bırakarak verimini artırmak
- warp