arrest; fear, concern; anticipation

listen to the pronunciation of arrest; fear, concern; anticipation
English - Turkish

Definition of arrest; fear, concern; anticipation in English Turkish dictionary

apprehension
{i} endişe

Onların endişeleri haklı çıktı. - Their apprehensions were justified.

Senin endişelerin haklı çıktı. - Your apprehensions were justified.

apprehension
{i} kaygı
apprehension
{i} algı
apprehension
{i} korku, endişe; kuruntu, evham
apprehension
anlayış
apprehension
tutuklama
apprehension
kuruntu
apprehension
korku
apprehension
{i} anlama
apprehension
{i} anlayış, kavrayış
apprehension
(Askeri) TUTUKLAMA: ABD ordusunda, suç işlediğine dair kuvvetli deliller bulunan bir kimsenin şahsi hürriyetinin, geçici olarak tahdidi
apprehension
{i} düşünce
apprehension
{i} kavrama
apprehension
kaygı/kavrama/tutuklama
English - English
{i} apprehension
arrest; fear, concern; anticipation
Favorites